Temel İhtiyaç Derneği (TİDER)
42 yaşına geldim ve son birkaç yıldır aktif olarak hayır işleri ile ilgileniyorum. Hem vakit ayırıyorum hem çevremi ve tüm imkanlarımı bu işlere dahil ediyorum hem tanıtımını yapıyorum hem de bütçem el verdiği ölçüde maddi destek veriyorum. Bu süreçte hayır işleriyle ve sosyal sorumluluk projeleriyle ilgilenen çok harika insanları dost edindim ve bu etkileşim birçok iş birliğine yol açtı ve yarattığımız sosyal fayda büyüdü, büyümeye devam ediyor.
Günümüzün gençleri, liseli, üniversiteli gençler, hayır işleri ve sosyal sorumluluk projelerine vakit ayırıyor, hatta sosyal girişimci oluyor. Bu gelecek için çok ümit veriyor. İtiraf etmeliyim; ben o yaşlarda bırakın bu işlere vakit ayırmayı, bunları hiç düşünmedim bile. Ama geç de olsa ben de hayır işlerindeyim, fark yaratmaya, farkındalık yaratmaya, sosyal problemlere çözüm üretmeye ve topluma geri vermeye çalışıyorum. Nasıl başladım? Elbette arkadaşlarımın etkisiyle…
Birçok dernek ve vakıf var ama maalesef bunların arasında gerçekten hayır işi yapmak yerine, insanların iyi niyetini sömürüp kendilerine menfaat sağlayanlar olduğundan, birçok insan gibi elde ettiği kaynakları nasıl kullandığını bilmediğim kuruluşlara destek olmadım. Bazı dolandırıcıların yarattığı güvensizlik maalesef çok derin bir yara ve gerçekten elde ettiği kaynağı söz verdiği şekilde kullanan yardım kuruluşlarının kaynak yaratmasında da engel teşkil ediyor.
Dolayısıyla, ben de bildiğim ve tanıdığım kişilerin yardım çabalarına destek olmaya başladım. İlk olarak çok sevdiğim arkadaşım Sezi Kalkavan’ın oluşturduğu burs fonuna destek olmaya başladım. Kendisi tek tek ülkenin birçok şehrine gidip, araştırıp, tanışıp, okumak isteyen ama maddi desteğe ihtiyacı olan gençleri bulur ve benim gibi çevresinden topladığı kaynaklardan oluşturduğu fondan burs dağıtır. Onu buradan bir kez daha tebrik ediyorum, oluşturduğu fona desteğim devam edecek…
Daha sonra sosyal medya sayesinde TİDER’i tanıdım. Derneğin kurucusu, sevgili arkadaşım Serhan Süzer’in sosyal medya paylaşımları ilgimi çekti ve derneğin destekçisi olmaya başladım. Beni en çok etkileyen de sürdürülebilir projeler yaratıp hayata geçirmesiydi. Örneğin, Soma’da yaşanan facia akabinde, Yırca Köyü’ne gitmişler ve “zeytin nöbeti” ile tanınan köyün kadınlarına sabun yapmayı öğretip meslek edindirmişler. Sistem oturduktan sonra da bütün işi bir kooperatif altında devralan Yırca Köyü kadınları, bugün Yırca Köyü Derneği’nin Yırca Hanımeli İktisadi İşletmesi olarak sabunun yanında salça, ekmek, tarhana, reçel gibi doğal ürünler üretip satarak hayatlarını idame ettiriyorlar.
Aşağıdaki ilk linkte, Serhan’ın bu projeyi nasıl gerçekleştirdiklerini anlattığı yazısı var. İkinci linkte de Yırca Köyü kadınlarının bu çalışmalarını anlatan 2018 tarihli bir haber yer alıyor.
“Balık vermek yerine, balık tutmayı öğretmek” felsefisini uygulayan bu projeye ben de toplu sabun satın alıp otellerimizdeki misafirlerimize hediye ederek destek oldum. Daha sonra da maratonlara katılıp TİDER adına bağış toplamaya başladım. Kısa süre sonra da Serhan’dan gelen teklif ile derneğin yönetim kurulunda görev almaya başladım. İlk başlarda, açıkçası işlerimin yoğunluğundan çok fazla katkı sağlayamadım ama zaman içinde ufacık bir desteğin bile verdiği mutluluk ağır bastı, Serhan’ın “bayrağı devralma” teklifini de kabul edip derneğin başkanlığını üstlendim ve daha fazla zaman ayırmaya başladım. Elbette, Serhan’ın her zaman olduğu gibi projelerin arkasındaki fikir babası olacağını ve uygulamalarda yol göstereceğini, liderlik edeceğini bilmenin rahatlığı ile bu yeni görevi üstlendim.
Başkanlığı üstlendiğim 2017 yılı sonu itibariyle, TİDER olarak hedeflenen misyon için gerekli tüm alt yapı çalışmaları tamamlanmıştı. TİDER iki Destek Market açmış, Global Food Banking Network (GFN)’in Türkiye’de tek üyesi olmuş, 2017’de Destek İK modeli ile GFN’in ilk olarak vermeye başladığı Inovasyon ödülünü kazanmış ve bağış yapanlarla bağış alacak gıda bankalarının buluştuğu online Destek Bulutu platformunu kurmuş, Destek Market’den faydalanan ihtiyaç sahipleri arasından iş arayanlara iş bulan Destek İK ekibi de çalışmalarına başlamıştı.
Güçlerimizi birleştirdikten sonra, mevcut yönetime kattığımız yeni arkadaşlarla da daha kuvvetli bir yönetim ve profesyonel ekip kurduk son iki senede. Dürüstlük, şeffaflık, tarafsızlık ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle çalışan ve sıfır atık hedefine gıda israfını önleme açısından katkıda bulunan, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından birçoğuna (örneğin: 1, 2, 5, 8, 10, 11, 12, 13, 17 numaralı SKA’lara) hizmet eden TİDER modelini anlatıp yaymak, gıda bankacılığını tanıtmak ve farkındalık yaratmak için kolları sıvadık hep beraber. Bu zaman içinde destekçilerimiz, bağışçı firmalar, TİDER ağına dahil olan gıda bankaları, iş birliği yaptığımız STK sayıları, Destek Marketlerimizden faydalanan ve iş bulmalarına aracı olduğumuz ihtiyaç sahibi sayıları arttı, artmaya devam ediyor.
Gıda Bankacılığını tanıtmak ve farkındalık yaratmak için hem ülke çapında ilgili tüm kamu kuruluşları ve STK’ları hem de üyesi olduğu Global Food Banking Network üyelerini bir araya topladığı ilk Gıda Bankacılığı Zirvesini Denizbank ana sponsorluğunda 21 Şubat 2019’da Istanbul Ritz Carlton otelde yaklaşık 220 kişilik katılım ile gerçekleştirdik ve her sene aynı dönemde düzenlemeye devam ediyoruz. Bu sene de 20 Şubat 2020’de Hilton Kozyatağı otelde ikincisi düzenlenen zirveye, GFN üyeleri Singapur, Arjantin ve İngiltere’den online bağlantı ile konuşmacı olarak katıldılar ve bu vesile ile zirvenin karbon ayak izini biraz daha düşük tutabildik. :)
Geçen sene kazandığımız AB Sivil Toplum Destek fonu ile ülke çapında 10 ilde yeni gıda bankası açılması için çalışmalar yürüttük, hedeflediğimiz tüm şehirleri ziyaret edip gıda bankası açmak isteyen belediye, kamu kuruluşları ve STK’lar ile görüştük, mevcut gıda bankalarını ziyaret ettik, TİDER manuellerini paylaştık, protokoller imzalayarak onları TİDER ağına dahil ettik. Bu sayede TİDER ağındaki gıda bankası sayısı 29 ilde 45’e ulaştı.
Pandemi döneminde birçok global firmanın yaptığı bağışlarla büyük projeler gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Coca-Cola ve Kızılay ile birlikte 29 ilde 31 gıda bankası aracılığı ile 150.000 haneye temel ihtiyaç yardımı yapıyoruz. Aynı şekilde, PepsiCo tarafında sağlanan bağış ile 22 ilde 24 gıda bankası aracılığı ile 130.000 haneye temel ihtiyaç yardımı gönderiyoruz. Cargill’in sağladığı destek ile yüzlerce gıda ve temizlik kolisini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Zehirsiz tarımı destekleyen Yeryüzü Kooperatifi, yaptığımız iş birliği sonucunda gıda bankalarımıza sattığı erzak kolilerini bağışladı. Yenilikçi, teknolojik projeler geliştirmeyi de ihmal etmedik; sırada otomat gıda bankacılığı ve mobil gıda bankacılığı var.
Yaptığımız tüm projelerde STK iş birliği çok önemli rol oynuyor ve birçok kardeş STK ile projeler ürettik, üretmeye devam ediyoruz. Bu projelerin en büyüğü de STK Afet Koordinasyon Platformu: Geçtiğimiz aylarda yaşanan Elâzığ depremi olduğunda İhtiyaç Haritası, Nef Vakfı, Ahbap, Ahtapot Gönüllüleri, Hayata Destek, Çorbada Tuzun Olsun, TOG, AÇEV ve Nirengi başta olmak üzere iş birliği yaptığımız birçok STK ile bir araya gelerek STK Afet Koordinasyon platformunun kurulmasında yer aldık. Deprem olduğu anda hem maddi yardımlar hem de tonlarca yardım malzemeleri toplandı ülke çapında, ancak iş burada bitmiyor. AFAD ve valiliğin bilgi ve onayıyla, Elâzığ Ticaret odasının desteği ile sahada, platformumuzun yaptığı çalışmalarla günde yaklaşık 300 gönüllü toplanan yardımları ayrıştırıp bölgede ihtiyacı olanlara ulaştırılmasını sağladı. Diğer yandan ihtiyaç tespiti yaparak eksik ihtiyaçların giderilmesinde önemli rol oynadı. Bu çalışmalar Van depreminde ve Edirne sınırında biriken mültecilere insani yardımda da devam etti. Amacımız kalıcı bir platform olup afet anında bu destekleri daha organize ve koordineli devam ettirmek. Birlikten kuvvet doğar. :)
Diğer yandan, STK çalışmalarının sürdürülebilir olması için derneğin sürdürülebilir kaynak geliştirme modelleri yaratması çok önemlidir. Bu açıdan da birçok çalışma yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Özellikle, sıfır atık hedefi kapsamında yapılan çalışmalar sonucu plastik poşet kullanımının azaltılmasını destekleyen projeler üzerinde çalıştık.
Öncelikle, iyi niyet elçimiz ve FAO temsilcisi sevgili Dilara Koçak kendi tasarladığı #öncegülümse çantalarının hem kendi düzenlediği etkinliklerde hem online satış platformlarında hem de Mudo mağazalarında yapılan satışlarından elde ettiği gelirleri derneğimize bağışlıyor. Kendisine müteşekkiriz….
Çanta projelerinden ilham alarak gerçekleştirdiğimiz bir diğer iş birliği de dostumuz ünlü moda tasarımcısı Raşit Bağzıbağlı ve derneğimizin başlangıcından beri en büyük bağışçıları arasında yer alan CarrefourSA ile beraber yaptığımız bez çanta projesi. Raşit Bağzıbağlı’nın özel olarak tasarladığı bez alışveriş çantaları CarrefourSA mağazalarında satılıyor ve tüm gelirleri derneğimize aktarılıyor. Raşit Bağzıbağlı ve CarrefourSA’ya müteşekkiriz…
Üyesi olduğum KAGİDER de geçen ay Zoom üzerinden düzenlediği aylık kahvaltılı sohbet toplantısının tüm gelirlerini derneğimize bağış olarak aktararak STK iş birliklerinin çok güzel bir örneğini sergilemiş oldu.
Bu yazıya iliştirdiğim sunumda hem TİDER ile ilgili hem de güncel projelerimiz ile ilgili bilgi alabilirsiniz.
Özetle, son bir senedir yaptığımız çalışmalar ile tanınırlığımız oldukça arttı ve bu sayede yeni iş birlikleri ve yeni destekler mümkün olmaya başladı. Bu yazı vesilesi ile tüm yönetim kurulumuza ve profesyonel ekibimize özverili çalışmalarından ve katkılarından dolayı çok teşekkür ederim. Ekip çalışması ile yaratılan sinerjinin sonuçlarını hepimiz yaşayarak gördük, görmeye devam ediyoruz. Bundan sonra da katlanarak artacak olan bu sinerji ile TİDER’in hedefine en kısa zamanda ulaşmasını sağlayacağız.